Welcome to Our Website

Tiyatrocular ve tiyatroseverler ekonomik krizin gölgesinde Dünya Tiyatro Günü’nü kutluyor

Tiyatrocu sanatçıları ve tiyatroseverler 27 Mart Dünya Tiyatro Günü’nü ekonomik krizin gölgesi altında kutluyor…. Yıllarını tiyatroya adamış usta sanatçılar ANKA Haber Ajansına sorunları, beklentilerini anlattı. Sanatçı Orhan Aydın, “Tiyatrocular da artık tiyatro oyunu izleyemez hale geldi” derken, sanatçı Nedim Saban, “Beş sene önce 2 bin lira verdiğimiz bir salona bugün 30-35 bin lira istiyorlar. Biz de bunu seyircinin biletlerine yansıtmak zorunda kalıyoruz.” ifadelerini kullandı. Usta sanatçı Metin Coşkun da “Kriz her zaman olduğu gibi önce müzik, tiyatro gibi sanat dallarını etkiledi ve bu etki halen devam ediyor.” değerlendirmesini yaptı.

Uluslararası Tiyatro Enstitüsünün aldığı kararla 1961’den bu yana 27 Mart Dünya Tiyatro Günü kutlanıyor. Türkiye’de her alanda olduğu gibi tiyatrolar da ekonomik krizlden payını almış durumda. Yıllarını tiyatroya adayan usta sanatçılar Metin Coşkun, Orhan Aydın ve Nedim Saban tiyatronun bugünkü durumunu değerlendirirken, ekonomik krizin etkilerine işaret etti.

“DÜNYA TİYATRO GÜNÜ NE YAZIK Kİ KUTLANACAK GÜN BİR DEĞİL BİZİM İÇİN”

Tiyatronun ustalarından Orhan Aydın, “Dünya Tiyatro Günü ne yazık ki artık kutlanacak bir gün değil bizim için. Bugün tiyatro dünyası ciddi bir çıkışsızlıkla karşı karşıya. ya tamamen piyasaya teslim olup sanatsal bağımsızlığını yitireceksin ya da tüm bu ekonomik, toplumsal ve sanatsal krizin ortasında ayakta kalmaya çalışacaksın. Bugün 27 Mart Dünya Tiyatro Günü ve her şeye rağmen canı gönülden haykırıyoruz; yaşasın tiyatro…” ifadelerini kullandı.

“EKONOMİK KRİZİN DERİNLEŞMESİYLE TİYATRO YAPMAK ZORLAŞTI”

“Tiyatroların nasıl ayakta kalacağına”na ilişkin Aydın, şu değerlendirmede bulundu:

“Tiyatro, sanatçıları ve emekçileriyle yaşar. Ne var ki bugün tiyatrocular çok düşük ücretlerle, farklı işlerde çalışarak sürdürmeye çalışıyorlar yaşamlarını. Ekonomik krizin de derinleşmesiyle tiyatro yapmak her geçen gün daha da zorlaştı. Sigorta, yol, yemek, fazla mesai ücreti gibi en temel haklarsa ‘tiyatro için fedakarlık’ naralarıyla tamamen gündem dışı bırakılıyor. Öte yandan bilet fiyatları krizin etkisiyle öylesine arttı ki kendi inşa ettiği binada oturamayan bir inşaat işçisi gibi, tiyatrocular da artık tiyatro oyunu izleyemez hale geldi. Tiyatro seyircisiyle yaşar. Fakat kültür sanat faaliyetleri bugünkü düzende emekçi halka tamamen kapalı. Tiyatrolar artan giderler nedeniyle bilet fiyatlarını artırdıkça, seyircinin tiyatrolara gelmesi de zorlaşıyor. Tiyatro dünyası bir kısır döngünün içinde sıkışmış durumda.”

“TİYATRONUN YAŞAYABİLMESİ İÇİN HAYATİ OLAN SALONLARSA CAN ÇEKİŞİYOR”

İktidarın ve yerel yönetimlerin tiyatro salonlarının ayakta durabilmesi için adım atmadığını vurgulayan Aydın, “Kiralar, elektrik, su, doğalgaz giderleri cep yakarken tiyatro salonları her gün kapanma tehdidiyle yaşıyor. Tiyatrolar, kültürsüz bir eğlence aktivitesi olarak piyasacı anlayışa teslim olmaya zorlanıyor. Oysa kamusal hizmet vermesi gereken belediyeler de kültür sanat emekçilerine destek olmak yerine yarattıkları rantı patronlara peşkeş çekiyorlar. Tiyatronun yaşayabilmesi için hayati olan salonlarsa can çekişiyor.” şeklinde konuştu.

“ZÜBÜKLER KAYBEDECEK TİYATRO YAŞAYACAK”

“Tiyatro dünyasının içinde bulunduğu durum buyken tiyatronun yaşaması için komünist belediyecilik ilkelerinin ülke çapında yaygınlaşması gerekiyor.” diyen Aydın, şunları kaydetti:

“Kültür sanat üretiminin ekonomik kriz esnasında ciddi maliyetlerle karşı karşıya kalmasına karşın belediyenin imkanları, bir yandan kültür sanat kurumlarını desteklemek bir yandan da tüm yurttaşların bu faaliyetlere ulaşmasını kolaylaştırmak adına kullanılmalıdır. Belediyenin salonları ve kültür merkezleri, prova, gösterim, sergi gibi ihtiyaçlar için sanatçıların kullanımına sunulmalı, bu tip ihtiyaçlar sermayenin boyunduruğundan kurtarılmalıdır. Tiyatronun yaşaması için yerel yönetimlerin kamusal hizmet görevini yerine getirmesi, yurttaşlarla tiyatro arasındaki maddi ve manevi engellerin kalkması gerekiyor. Tiyatro ancak bu yolla, tiyatrocuların sanata bağlılığı ve piyasa ilişkilerini söküp atmasıyla yaşayacak. Bugün 27 Mart Dünya Tiyatro Günü. Yerel seçimlere 3 gün kalmışken düzen siyasetinde kültür sanat emekçilerinin sorunlarını ve haklarını, tiyatronun kamusal bir faaliyet olduğunu söyleyen yok. Tiyatronun yaşaması için bu 27 Mart’ta hep birlikte zübüklerden kurtulalım, irademizi komünist belediyecilikten yana kullanalım. Zübükler kaybedecek, tiyatro yaşayacak. 27 Mart Dünya Tiyatro Günü kutlu olsun.”

“BU SEFİL VAZİYETİN HERKES FARKINDADIR SANIRIM”

Usta tiyatrocu Metin Coşkun, ekonomik krizin kültür sanat etkinliklerini etkilediğini belirtti. Coşkun, “Kriz her zaman olduğu gibi önce müzik, tiyatro gibi sanat dallarını etkiledi ve bu etki halen devam ediyor. 70’li yıllardan bu yana seyirci kaybı düzenli olarak devam ediyor ama ben tiyatronun bir çıkış yolu bulacağına kesinlikle inanıyorum.” dedi.

“Tiyatronun ülkeyi yönetenlerden ve kendi içinden kaynaklanan çok fazla sorunu var.” diyen Coşkun, şöyle konuştu:

“Ülkeyi yönetenlerden kaynaklanan sorunlar için bu sefil vaziyetin herkes farkındadır sanırım. Ama tiyatronun kendinden kaynaklanan sorunlar konusunda genç tiyatrocu. Arkadaşlarımın ciddi çabaları var ve bu beni çok mutlu ediyor. Sonuç olarak tüm sanatların temeli olduğunu düşündüğüm tiyatronun gelecekte de toplumsal yaşamımızdaki hak ettiği yerde olacağına inanıyorum.”

“SEÇİM ARİFESİNDE VERİLEN SÖZLERE KESİNLİKLE KANMAYIN”

‘Tiyatrokare’nin kurucusu Nedim Saban da “Biz tiyatrocular 365 günü de tiyatro günü olarak kutlamak istiyoruz.” dedi. “Seçim arifesinde verilen sözlere kesinlikle kanmayın” diyen Saban, “Çünkü orada verilen sözlerin tutulmadığını gördüğüm zaman çok üzülüyorum. ‘Öyle yapacağız, böyle yapacağız’ denilmesine inanmıyorum. Ben 32 yıldır bu lafları dinliyorum.” ifadelerini kullandı.

“VERGİLERİMİZİN DÜŞÜRÜLMESİNİ BEKLİYORDUK”

Saban, “Kovid döneminden sonra bu kadar tiyatroya merak varken katma değer vergilerimiz arttı. Biz katma değer vergilerimizin azaltılmasını bekliyorduk. Hatta vergilerimizin düşürülmesini bekliyorduk. Çünkü sanat aynı zamanda kamusal bir yarar sağlıyor. Türk tiyatrosu eğer böyle giderse bu bilet fiyatlarıyla, bu kira fiyatlarıyla 2-3 sene sonra aynı verimlilik olamayacak.” şeklinde konuştu.

“TİYATRO AÇMAZA DOĞRU GİDİYOR”

Tiyatro salonlarının kiralarının arttığına dikkati çeken Saban, “Çünkü bazı kentlerde sadece bir ya da iki salon var. Beş sene önce 2 bin lira verdiğimiz bir salona bugün 30-35 bin lira verebiliyoruz/veremiyoruz. O zaman biz de bunu seyircinin biletlerine aktarmak zorunda kalıyoruz. Aynı şekilde oteller enflasyonla beraber arttı. Benzinin artmasıyla beraber sizin buradan Kars’a gitmeniz neredeyse imkansız hale geldi. Öyle olunca da 6-7 günlük turnelere gitmek zorunda kalıyorsunuz. Bunu da meslektaşlarımız çok fazla istemiyor. Tiyatro böyle bir açmaza doğru gidiyor” dedi.

“TİYATRO KANUNU ÇIKARTILSIN”

Saban, “Özel tiyatroların ayrı bir statü de değerlendirilmesini istiyorum. Kültür ve Turizm Bakanlığı bu konuda çok güzel adımlar attı. Bu adımların sürmesini ve Tiyatro Kanunu’nun çıkartılmasını bekliyorum.” diye konuştu.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir